NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-İLİM

<< 1667 >>

تبليغ الشاهد الغائب

7- Hazır Bulunanların, Bulunmayanlara Bildirmesi

 

أنبأ قتيبة بن سعيد قال حدثنا الليث عن سعيد بن أبي سعيد عن أبي شريح العدوي أنه قال لعمرو بن سعيد وهو بن العاصي وهو يبعث البعوث إلى مكة ائذن لي أيها الأمير أحدثك قولا قام به رسول الله صلى الله عليه وسلم الغد من يوم الفتح سمعته أذناي ووعاه قلبي وأبصرته عيناي حين تكلم به رسول الله صلى الله عليه وسلم حمد الله وأثنى عليه ثم قال إن مكة حرمها الله ولم يحرمها الناس ولا تحل لامرئ يؤمن بالله واليوم الآخر أن يسفك بها دما ولا يعضد بها شجرة فإن أحد ترخص بقتال رسول الله فيها فقولوا إن الله أذن لرسوله ولم يأذن لكم وإنما أذن لي فيها ساعة من نهار وقد عادت حرمتها اليوم كحرمتها بالأمس وليبلغ الشاهد الغائب فقيل لأبي شريح ما قال لك عمرو قال أنا أعلم بذلك منك يا أبا شريح إن الحرم لا يعيذ عاصيا ولا فارا بدم ولا فارا بحربة

 

[-: 5815 :-] Said b. Ebi Said anlatıyor: Ebu Şureyh el-Adevi, savaş için Mekke'ye birlikler gönderen Amr b. Said b. eı-As'a dedi ki: "Ey vali! izin ver de Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Mekke'yi fethetmesinin ikinci gününde söylediği bir şeyi sana bildireyim. Zira söylediğini bizzat kulaklarımla duydum, gözlerimle gördüm ve hala aklımda tutuyorum." Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Yüce Allah'a hamdü senada bulunduktan sonra: "Mekke'yi insanlar değil bizzat Yüce Allah haram bölge kılmıştır. Bunun içindir ki Yüce Allah'a ve ahiret gününe inanan hiçbir kişiye bu bölge içerisinde kan dökmesi veya bölge içindeki bir ağacı kesmesi helal değildir. Şayet birileri benim burada savaşmama dayanarak savaşmak isterlerse onlara: ''Yüce Allah bu konuda Resulüne izin verdi, ancak size izin vermedi!'' deyin. Yüce Allah da bana günün az bir zamanı için bu izni vermiştir ve artık dün olduğu gibi bugün de tekrar haram bölge olmuştur. Burada hazır bulunanlar bulunmayanlara bunu bildirsin!" buyurdu.

 

Ebu Şureyh'e: "Peki, bunu söyledikten sonra Amr sana ne karşılık verdi?" diye sorulunca Ebu Şureyh, Amr kendisine şöyle dediğini söyledi: "Ey Ebu Şureyh! Ben bunu senden daha iyi biliyorum! Ancak Harem bölgesi; asi olana, haksız yere birini öldürene ve suçlu olan kişiye sığınma yeri olamaz!"

 

Tuhfe: 1257.

 

3745. hadiste geçti.

 

 

الحث على إبلاغ العلم

8- Bilgiyi Başkasına Aktarmaya Teşvik

 

أنبأ محمد بن عبد الله بن الحكم قال حدثنا يحيى بن سعيد القطان قال حدثنا شعبة قال حدثني عمر بن سليمان عن عبد الرحمن بن أبان بن عثمان بن عفان عن أبيه قال خرج زيد بن ثابت من عند مروان قريبا من نصف النهار فقمت إليه فسألته فقال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول نصر الله امرأ سمع منا حديثا حفظه حتى يبلغه غيره فرب حامل فقه إلى من هو أفقه منه ورب حامل فقه ليس بفقيه

 

[-: 5816 :-] Abdurrahman b. Eban b. Osman b. Aftan, babasından bildiriyor: Zeyd b. Sabit gün ortası Mervan'ın yanından çıktı. Yanına gidip Mervan'la görüşmesinin sebebini sordum. Dedi ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in:

 

"Yüce Allah, bizden bir söz işitip de bunu aklında tutan ve başkasına aktaran kişinin yüzünü nurlu kılsın. Zira nice bilgi sahibi kişiler. bu bilgileri kendisinden daha anlayışlı birilerine aktanr. Nice bilgi sahibi de vardır ki bu bilginin idrakinde değildir" buyurduğunu işittim.

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (3660), İbn Mace (230, 4105), Tirmizi (2656), Ahmed, Müsned (21590), Tahavi, Şerh Müşkili'!-Asar (1600) ve İbn Hibban (67, 68) rivayet etmişlerdir.

 

 

أنبأ الفضل بن العباس بن إبراهيم قال حدثنا عفان قال حدثنا همام قال حدثنا زيد بن أسلم عن عطاء بن يسار عن أبي سعيد الخدري عن النبي صلى الله عليه وسلم قال حدثوا عن بني إسرائيل ولا حرج وحدثوا عني ولا تكذبوا علي

 

[-: 5817 :-] Ebu Said el-Hudrı, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den: "İsrail oğulları hakkındaki haberlerden bir çekinceniz olmadan bildiklerinizi aktarın. Benden öğrendiklerinizi de başkalarına aktarın; ama adıma yalan söylemeyin (hadis uydurmayın)" buyurduğunu bildirir.

 

7954. hadiste tekrar gelecektir. - Tuhfe: 4167.

 

Diğer tahric: Hadisi Müslim (3004) ve Ahmed, Müsned (11536) rivayet etmişlerdir.

 

 

التحريض على حفظ الإيمان والعلم والتبليغ

9- İman, ilim ve Tebliğin Muhafaza Edilmesi

 

أنبأ محمد بن بشار قال حدثنا محمد قال حدثنا شعبة عن أبي حمزة كنت أترجم بين بن عباس وبين الناس فأتته امرأة تسأله عن نبيذ الجر فنهى عنه قال إن وفد عبد القيس أتوا رسول الله صلى الله عليه وسلم قالوا يا رسول الله إنا نأتيك من شقة بعيدة وإن بيننا وبينك هذا الحي من مضر وإنا لا نستطيع أن نأتيك إلا في شهر حرام فمرنا بأمر نخبر به من وراءنا وندخل به الجنة فأمرهم بأربع ونهاهم عن أربع أمرهم بالإيمان بالله وحده لا شريك له وقال هل تدرون ما الإيمان بالله قالوا الله ورسوله أعلم قال شهادة أن لا إله إلا الله وأن محمدا رسول الله وإقام الصلاة وإيتاء الزكاة وصوم رمضان وأن تعطوا الخمس من الغنم ونهاهم عن الدماء والحنتم والمزفت قال شعبة وربما قال النقير وربما قال القبر فقال احفظوه وأخبروا به من وراءكم

 

[-: 5818 :-] Ebu Cemre anlatıyor: ibn Abbas ile insanlar arasında tercümanlık yapıyordum. Bir defasında yanına bir kadın geldi ve testide yapılan şıranın hükmünü sordu. ibn Abbas testi içinde yapılan şıranın yasak olduğunu söyledi ve şunu anlattı: Abdulkays kabilesinin heyeti Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına geldiler ve: "Ya Resulalıah! Uzak bir yerden yanına geliyoruz. Seninle aramızda da Mudar kabilesi bulunduğu için ancak haram aylarda yanına gelebiliyoruz. Bize bir şeyler söyle ki onunla amel ettiğimiz zaman Cennete girebileiim ve geride bıraktığımız ahalimizi de buna davet edelim" dediler. Allah Resulü ((sallallahu aleyhi ve sellem) de onlara dört şeyi emretti, dört şeyden de uzak durmalarını söyledi. Onlara tek ve ortaksız olan Allah'a imanı emretti ve:

 

"Allah'a iman ne demektir biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar: "Allah ve Resulü (s.a.v.) daha iyi bilir" dediklerinde Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle devam etti: "Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in (s.a.v.) de Allah'ın Resulü olduğuna şehadet etmektir. Bunun yanında namazlarınızı kılmanız, zekatlarınızı ödemeniz, Ramazan ayını oruçlu geçirmeniz ve ganimet'ten elde ettiğinizin beştebirini (hums) vermenizdir." Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), kabak, testi ve içi ziftlenmiş küpler içinde yapılan şıradan içmelerini de yasakladı ve onlara:

 

"Bunları iyice aklınızda tutun ve geride kalan kabilenize de bildirin" buyurdu. Şu'be der ki: Ebu Cemre, şırası yasaklanan kaplar içinde içi oyulmuş fıçıları da zikretmiş olabilir.

 

Tuhfe: 6527.

 

316. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

ذكر قول النبي صلى الله عليه وسلم رب مبلغ أوعى من سامع

10- Nebi (s.a.v.)'in "Kendisine Bildirilen Kişi Bir Sözü Bizzat işiten Kişiden Daha iyi idrak Edebilir" Sözü

 

أنبأ عبيد الله بن سعيد قال حدثنا أبو عامر قال حدثنا قرة بن خالد عن محمد بن سيرين قال حدثني عبد الرحمن بن أبي بكرة ورجل في نفسي أفضل من عبد الرحمن بن عبد الرحمن كلاهما عن أبي بكر فقال خطبنا رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم النحر قال إن دماءكم وأموالكم بينكم حرام كحرمة يومكم هذا في شهركم هذا في بلدكم هذا إلى يوم تلقون ربكم ألا هل بلغت قالوا نعم قال اللهم اشهد يبلغ الشاهد منكم الغائب فرب مبلغ أوعى من سامع مختصر

 

[-: 5819 :-] Ebu Bekre der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Kurban bayramı gününde bize bir hutbe irad etti. "Bu gününüz nasıl mukaddes bir gün ise, bu ayınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu beldeniz nasıl mukaddes bir belde ise kıyamet gününe dek mallarınız ve kanlarınız da birbirinize öyle mukaddestir" buyurup: "Tebliğimi gereği gibi yaptım mı?" diye sordu. Oradakiler: "Evet, yaptın'' karşılığını verince şöyle devam etti: "Allahım! Sen de buna şahit ol! Bu söylediklerimi burada bulunanlar bulunmayanlara bildirsin. Zira işitmeyip kendisine bildirilen kişi, bu sözleri bizzat işiten kişiden daha iyi idrak edebilir ... "

 

Tuhfe: 11682 .

 

4078. hadiste geçti. Tahrici için de 4077. hadise bakınız.

 

 

أنبأ سليمان بن سلم قال أنبأ النضر قال ثنا بن عون عن بن سيرين عن عبد الرحمن بن أبي بكرة عن أبي بكرة قال لما كان ذلك اليوم قعد النبي صلى الله عليه وسلم على بعيره فقال أي يوم هذا قال فسكتنا حتى ظننا أنه سيسميه سوى اسمه فقال أليس بيوم التحريم فقلنا بلى قال فأي شهر هذا فسكتنا حتى ظننا أنه سيسميه سوى اسمه قال أليس بذي الحجة فقلنا بلى قال فأي بلد هذا قال فسكتنا حتى ظننا أنه سيسميه سوى اسمه قال أليس بالبلدة قلنا بلى قال فإن دماءكم وأموالكم وأعراضكم بينكم حرام كحرمة يومكم هذا في شهركم هذا في بلدكم هذا ألا ليبلغ الشاهد الغائب فإن الشاهد عسى أن يبلغه من هو أوعى منه

 

[-: 5820 :-] Ebu Bekre anlatıyor: Kurban bayramı günü Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) devesi üzerinde bize: "Bu gün hangi gündür?" diye sordu. Biz sustuk ve bu güne başka bir isim koyacağını zannettik. Sonra: "Bu gün Kurban günü değil mi?" diye sordu. "Tabii ki, Kurban günüdür" karşılığını verdik. "Bu ay hangi aydır?" diye sorunca biz yine sustuk ve bu aya başka bir isim koyacağını zannettik. Sonra: "Bu ay Zilhicce ayı değil midir?" diye sordu. "Tabii ki, Zilhicce ayıdır" karşılığını verdik. Sonra: "Bu belde hangi beldedir?" diye sordu. Biz sustuk ve bu beldeye farklı bir isim koyacağını zannettik. "Burası (haram olan) belde değil midir?" diye sorunca: "Tabii ki öyledir" karşılığını verdik. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Bu ayınızda ve bu beldenizde bu gününüzün haramlığı gibi kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da birbirinize haramdır! Bunları burada olanlar olmayanlara bildirsin. Zira hazır bulunan kişi, bu sözleri kendisinden daha iyi kavrayabilecek birine ulaştırabilir" buyurdu.

 

Tuhfe: 11682 .

 

4077. hadiste tahrici yapıldı.